Festivaller ve eğlenceler diyarı İspanya…İspanyolların bir yaşam tarzı haline getirdiği festivaller, yılın hemen hemen her gününde vardır. Kültürün en önemli öğelerinden biridir eğlenceler. Her bölgenin, her şehrin tarihini, yapısını, yaşam stilini, önemli günlerini ve değer yargılarını bir çeşit anlatma biçimleridir. Bunu da öylesine güzel yansıtırlar ki bir festival havası yaşanır, günler anlamlanır, değerler anımsanır.. Bol eğlenceli ülkeden sizler için seçtiklerimiz…

Patum de Berga Festivali

Katalunya’da ki “Patum de Berga Festivali” İnsanlık Kültür Mirası olarak dokunulmazlığı olan ve UNESCO tarafından koruma altına alınmış bir festivaldir. Corpus Christi festivali ile çakışır ve birçok tiyatral etkinlik ve karakter sergilenir. Her bahar Berga’da milyonlarca kalabalık bu eğlencelei festival için bir araya gelir. Tarihi ortaçağlara dayanan ve dini bir festival olan Patum köklerini hala korumaktadır.

Yüzyıllardır Carpus Christi ile çakışan festivalde birçok figür ve figüran (büyük başlı devler, kartallar, dragonlar ve şeytanlar) temsil edilir. Ateş ve dans merkezde rol alır. Müzik eşliğinde atlama ve zıplama eğlencenin sembolü haline gelmiştir. Bir sonraki gün ise çocukların Patum festivalidir.

Bu festival 9. yy’da 1868 yılında şehrin azizi Pope Pious tarafından Virgin Merced adına ilk defa yapılmıştır. Festivalin programı Akdeniz kültürünü hedef alır ve her yaş grubuna hitap eder. 500’den fazla farklı aktiviteyi içerir. Sokak danslarından konserlere, folklorik danslardan tiyatro danslarına, şovlardan yarışmalara her türlü eğlenceyi içerir. Bu festival farklı dallarda bir çok etkinliğe ev sahipliği yapar Barselona’da.

Geçmişi çocuklar arasında domates kavgası ile başlayan bu festival 1945 yılından beri her Ağustos ayında kutlanmaktadır. Domates Festivali Ağustos ayının son Çarşambası Valensiya’nın Bunyol kasabasında yapılmaktadır. Bu sıradışı festival milyonlarca kalabalığı bir araya getirir ve insanlar gülmenin, iyi zaman geçirmenin ve eğlencenin tadına birbirlerine domates atarak varırlar. Katılımcılar arasındaki barış içinde yapılan bu domates savaşı hareket eden herşeye domates atmayı hedefler.

Sevilla’da Paskalya eğlenceleri 16.yy’dan beri kutlanmaktadır ve uluslararası bir üne kavuşmuştur. 50.000’e yakın insan geleneksel kıyafetlerini giyer ve 58’e yakında organizasyon dini anıtlar omuzlarda taşınırken geçit törenine katılır. Bu dini geçit töreni her akşam ve her gece tekrarlanır. Her kilise kendi ekibi ile kendi rotasını belirler buna rağmen her rutada resmi geçit törenini gerçekleştirmek zorundadır. Campana sokağında başlayan bu alay kliseyi geçtikten sonra biter.

1 hafta boyunca Sevilla’da hayat durur ve bu festivalin etrafında döner. Müzik, yemek, dans ve eğlence özel bir atmosfer yaratır. Nisan fuarı Sevilla’nın en popüler ve uluslararası eğlencelerinden biridir.

1847 yılında bir hayvan fuarında doğan bu festival yıllar sonra gelişmiş ve büyümüş ve ticari bir kimliğe bürünmüştür ve Sevilla’nın sosyal takviminde önemli bir yer almıştır. 1 hafta için binden fazla çadır yada “Caseta” adı verilen evler fuarın etrafında kurulur ve şehir halkı için yaşama alanı haline gelir. Birçok insanın bir araya geldiği bu mekanlar eğlence ve günlük hayatı paylaşım ve sabahlara kadar dansetme üzerine kurulmuştur. Resmi olarak eğlence Pazartesi gece yarısı şehirin ışıklandırılması ile başlar. Binlerce ışıkla bir panayır havasına bürünen festival alanı 50 m yükseklikteki ve farklı motiflerle işlenmiş kapılardan şehrin farklı noktalarına ve yaşanan farklı eğlencelere varmayı hedefler.

Valensiya ilkbaharı Fallas festivali ile karşılar. Aylarca süren ve devasal boyutlarda köpük malzemesinden inşaa edilen figürler her yıl bir temayı sembolize eder. Fallas Valensiya’nın uluslararası en önemli festivalidir. 19 Mart haftası şehrin her köşesinde kartondan devasal anıtlar dikilir. Yapımı aylarca süren ve her detayın düşünüldüğü anıtlar sanatsal bir değer taşır ve “Ninots” diye adlandırılırlar. Festivalin geçmişi ise çok eski yıllarda marangozların kullandığı “Parrot” adlı lambadan gelir. Marangozların iş yerlerini aydınlatmada kullanılan bu tahtadan lambalar San Jose festivalinden bir gün önce sokakta yakılırmış. İlk başlarda insan şekline benzeyen anıtlar giysi ve kumaşlardan elbiseler yapılarak dekore edilmişti. 19. yy ortalarında anıtların boyutları ve yükseklikleri giderek büyümüş ve devasal heykellere döndürüldü. Gece yarısı 12’de yakılan bu anıtlar aylarca süren çalışmaların hatırına duygusal anlar yaratmaktadır.

Boğa güreşleri bu kutlamada önemli bir yer tutar. Festivalin son iki haftası boğa güreşleri üzerine kuruludur ve “rejoneo” adı verilen at üzerinde boğanın atı kovalaması anlatılır. Buna ek olarak İspanya’nın başkenti olan Madrid’te sokaklarda konserler, performanslar, yarışmalar, sokak eğlenceleri ve açık hava partileri vardır. 15 Mayıs’ta San Isidro şöleni başlar, dini bir alay ve halka açık bir öğle yemeği ile kutlamalar devam eder.